Vergi kaçırmanın yeni yolu: Film yapımcılığı mı? Para mı aklanıyor?
PARA MI AKLANIYOR?
Skandallar, operasyonlar ve vergi kaçakçılığı iddiaları derken, toplum olarak aldığımız her hizmeti sorgular hale geldik. Vergiden düşmek için mi film yapılıyor acaba? Farklı sektörler bu yüzden mi o alana yöneldi? Biraz araştırınca bir filmi 1'e mal ettiysen 10'a mal ettiğini söylüyormuşsun. Tanıdığın firmalara 10 lira fatura kesip 10 lira da vergiden düşüyormuşsun. Bu durumda asıl amacın film yapmak değil, bir nevi muhasebe oyunuyla vergi kaçırmak olduğu iddia ediliyor. Bunları dinlerken gerçekten şok içinde dinliyorum.
Gerçekten de bazı yerli yapım filmlerine baktığımızda, ne reklam çalışması yapılıyor ne de gişe kaygısı güdülüyor. Vizyonda bir hafta bile kalamayan, izleyici sayısının 1000 kişiyi bile bulmadığı yapımlara rastlamak mümkün. Peki, bu kadar az kişi tarafından izlenen filmler neden yapılıyor? Bir diğer konu da kara para. Kara para aklama yöntemleri giderek evriliyor. Sanal ödemeler, yasa dışı bahisler ve internet vurgunları derken, günümüzde kara para aklamanın yeni bir adresi olarak sinema sektörü de gösteriliyor.
Film yapımı, büyük meblağda harcama gerektiren bir iş olduğu için, kağıt üzerinde rahatça manipüle edilebilecek bir alan yaratıyor. "Filme şu kadar para harcadık" diyerek, gerçekte var olmayan maliyetler faturalarla belgelendirilebiliyor ve bu yolla kara para sisteme sokulabiliyor. Burada asıl sorun, sinema sektöründe yeterli denetimin olup olmadığı. Yapımcılar denetleniyor mu? Dağıtım ağı nasıl işliyor? Sinema salonlarının gerçek seyirci sayıları kayıt altına alınıyor mu?
Aslında burada sadece kara para operasyonuna değil, daha köklü bir sisteme dokunmak gerek. Film sektörü, gerçek sinemacılar ve sanat severler için çok değerli bir alan. Ancak bu alan, eğer mali usulsüzlüklerle dolu bir yapıya dönüşüyorsa, gerçek sanatçıların önünü kapatan ve sanata zarar veren bir hale gelir. Bu durumda şu soruyu sormak gerekiyor: Sinema sadece bir sanat dalı mı, yoksa para aklama ve vergi kaçırma operasyonlarının yeni gözdesi mi? Gerçek sinemacılar bu durumdan nasıl etkileniyor? Ve en önemlisi, denetim mekanizmaları ne yapıyor? Eğer bu soruların cevaplarını alamıyorsak, sinema sektörü sanattan çok bambaşka bir sektöre dönüşmek üzere olabilir. Funda demişti dersiniz.
YILMAZ GÜNEY FİLMİ KAVGASIZ GÜNDEME GELMEYİ BAŞARDI
Oh be! Uzun zamandır sinema dünyasından kavgasız, tartışmasız bir haber almıyorduk. Yıllardır polemiklerle anılan Yılmaz Güney filmi nihayet sorunsuz bir şekilde hazırlıklara başladı. Yıllarca "Üzmeyin aileleri, sanatçılarla hesaplaşmayı bırakın" diye yazdım. Ve görüyoruz ki, kimseyi üzmeden, ortak bir paydada buluşarak da film yapmak mümkünmüş! Yılmaz Güney filmi bu konuda emsal olsun. Türk sinemasının en önemli isimlerinden Yılmaz Güney'in hayatını anlatan filmde başrol oyuncusu nihayet belli oldu.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."